Meskul mu mesgul mu ?

Irem

New member
Meskul Mü Mesgul Mü? Dilin Gölgesinde Kayıp Zamanlar

Hepimizin bir gün kafasını meşgul eden bir soru vardır: Meskul mu mesgul? İkisi de kulağa benziyor ama hangisi doğru? Hadi gelin, kelimelerle oynayarak bu dil sorununu eğlenceli bir şekilde çözelim. Hem de, meskul olma halini arada sırada kaybolan zamanlarla harmanlayarak, bu dili anlamaya çalışalım. Birbirinden farklı bakış açıları ve mizahi bir tonla, bu sorunun toplumsal anlamına, erkeklerin çözüm odaklı ve kadınların empatik yaklaşımlarına değineceğiz. Klişelerden kaçıp, farklı karakterlerin nasıl düşündüğünü birlikte keşfedeceğiz.

Mesgul Mü, Meskul Mü? Dildeki Kayıp Zamanlar

Öncelikle, mesgul ya da meskul demek arasında bir fark var mı? Kelimeye dil bilimsel olarak bakarsak, doğru yazım mesgul‘dür. Arapçadan dilimize geçmiş olan bu kelime, işlek, meşgul anlamına gelir. Ancak zaman zaman, yanlış bir biçimde meskul diye yazıldığını görürüz. Aslında, bu dil hatası hem insanları hem de kendimizi meşgul etmiyor mu? Yani, “ben bugün meskul oldum” demek, bir anlamda hayatımızın ne kadar karmaşık hale geldiğinin ifadesi gibi. Ama, dilin dinamik yapısı ve insan zihninin anlık değişiminden dolayı, bu yanlış kullanımı anlamlı ve hatta eğlenceli bulmak da mümkün.

Şimdi de bir adım geri çekilip, bu kelimenin yanlış kullanımı üzerinden toplumsal yapılarla ilişki kuralım. İnsanlar, kelimeleri yanlış kullanırken bazen, yaşadıkları hayatın karmaşasına da başkalarına gösterdikleri tavırlarla cevap verirler. Hangi kelimeyi kullanıyor olursak olalım, doğru ya da yanlış, bu bizi toplumsal yapılar içinde nasıl gördükleriyle de alakalıdır.

Kadınlar ve Empati: Meskul Mü Mesgul, Yani… Ne Oldu?

Şimdi, gelin bakalım kadınların bu mesgul/meskul ikilemi karşısındaki tutumlarına bir göz atalım. Herkesin kafasında bir kadın profili vardır elbette. Ne de olsa, toplumsal normlara göre kadınlar, empati kuran, insan ilişkilerini önemseyen bireyler olarak tanımlanır. Ama burada biraz mizahi bir yaklaşım ekleyelim: Kadınlar bazen, mesgul olmanın ardında gerçekten neler olup bittiğine dikkat etmek isterler. Yani, “Neden meskul oldum?” sorusunun peşinden gitmek, bir anlamda o kişinin içinde bulunduğu karmaşayı çözmeye yönelik bir “sağlık kontrolü” gibi olabilir.

Kelimelerle bu kadar oynayarak, aslında kadınların doğasında var olan empatik bakış açılarını gözler önüne seriyoruz. Mesgul bir kadın, genellikle yalnızca işlerin çokluğuna değil, bu işlerin ardındaki duygusal yüklere de dikkat eder. Bu, mesgul olmanın “yönetici” yönünü değil, daha çok “birleştirici” ve “anlayışlı” yönünü ortaya koyar. Kadınlar, bazen kelimelerin yanlış yazılmasının, hayatın karmaşasını daha da arttırdığını fark eder. Bu da, aslında dilin gerisinde yatan duygusal yoğunluğun farkına varmayı gerektirir.

Erkekler ve Stratejik Yaklaşım: Mesgul Olmak Ne Demek?

Biraz da erkeklerin perspektifine bakalım. Mesgul olmak ya da meskul olmak, erkeklerin gözünde çoğu zaman çözülmesi gereken bir problem olarak görünür. Hadi itiraf edelim, erkekler bazen problem çözmeye fazlasıyla odaklanmış olabilir. Bu yüzden, bir erkek mesgul oluyorsa, genellikle bunun nedeni ya çok fazla iş yapmasıdır ya da o işlerin daha stratejik bir şekilde çözülmesi gerektiğidir. “Mesgul oldum” demek, çoğu zaman bir sorun çözme yaklaşımını yansıtır. Erkekler, kelimelerin ardında daha çok bir çözüm arayışı görürler; kadınların empatik yaklaşımlarının aksine, burada daha çok mekanik bir çözüm odaklı düşünce vardır.

Ama ne de olsa, her erkek farklıdır. Kimi zaman bir erkek de, “Mesgul mü meskul mü” sorusunu düşünürken, çevresindeki toplumsal yapıların da etkisini fark edebilir. Erkekler, toplumsal normlara göre hep “güçlü” ve “çözümcü” olma baskısı altında oldukları için, bazen mesgul olmanın anlamını da bununla bağdaştırabilirler. Her şeyin düzenli ve çözülmüş olması gerektiğini düşünürler; kelimenin yanlış yazılması bile onların “düzene aykırı” bakış açılarıyla çelişir. Ama burada, mizahi bir şekilde dile getirmemiz gereken şey, aslında bu bakış açısının bazen kadınların empatik bakış açısından ne kadar uzak olabileceğidir. Bu bir anlamda toplumsal yapının kadın-erkek algısını yansıtır.

İronik Bir Soru: Kendi Mesguliyetimiz Mi, Yoksa Dilin Yanlış Kullanımı Mı?

Gelinen noktada, hepimiz biraz mesgul ve biraz meskul olduk, değil mi? Belki de sorun, sadece dildeki yanlışlıkla sınırlı kalmıyor. İronik bir şekilde, toplumun her bireyi kelimelere yüklediği anlamlarla, kendi mesguliyetini (ya da meskuliyetini) büyütüyor. Bu, günümüz modern hayatının gerçekliğine dair bir yorum olabilir: Herkes meşgul, ama kimse neyle meşgul olduğunu tam olarak anlayamıyor.

Düşündürücü Sorular:

1. Kelimelerle oynarken, sizce gerçekten meşgul olmak, hayatın anlamını değiştiren bir şey mi? Yoksa toplumun beklentileri mi bizi daha mesgul kılıyor?

2. Kadınlar ve erkekler arasındaki toplumsal yapıların mesguliyet üzerindeki etkisi nedir? Empati ya da çözüm odaklı düşünme tarzlarının nasıl farklı bakış açıları yarattığını gözlemlediniz mi?

3. Dilin yanlış kullanımı, aslında toplumda daha büyük bir iletişim sorunu yaratıyor olabilir mi? Hangi kelimeler, toplumsal normları yeniden şekillendiriyor?

Sonuç olarak, mesgul ya da meskul olmanın ardında, sadece dilin yanlış kullanımından çok daha fazlası var. Her kelimenin kendi anlam dünyası, toplumsal cinsiyet, sınıf ve empati gibi dinamiklerle bağlantılıdır. Hem erkeklerin hem de kadınların, meşguliyetlerini farklı biçimlerde tanımlamaları, bu toplumdaki işleyişin bir yansımasıdır. Bu yazıyı okurken, belki de sadece kelimelere takılmak yerine, etrafımızdaki kelimeleri ve anlamlarını daha derinlemesine anlamayı öğrenebiliriz.