Nesnel Mi Öznel Mi ?

Ertac

Global Mod
Global Mod
**Nesnel mi, Öznel mi? Felsefi ve Pratik Bir İnceleme**

Nesnel ve öznel kavramları, bireylerin dünyayı algılama, değerlendirme ve ifade etme biçimlerinde temel bir farkı işaret eder. Bu iki kavram arasında net bir sınır çizmek bazen zor olsa da, her biri farklı bakış açıları ve anlamlar taşır. Bu makale, nesnel ve öznel olguların ne olduğunu, birbirlerinden nasıl ayrıldıklarını, birbirlerine ne kadar yakın olduklarını ve bu farkların hayatımıza nasıl yansıdığını araştıracaktır.

**Nesnel ve Öznel Nedir?**

**Nesnel** bir bakış açısı, genellikle evrensel ve değişmez bir gerçeklik anlayışına dayanır. Bu, kişisel inançlardan, duygulardan veya bireysel deneyimlerden bağımsız bir gerçektir. Nesnel bir gözlem, herkes tarafından aynı şekilde gözlemlenebilir ve doğrulanabilir. Örneğin, "Su 100 derecede kaynar" ifadesi, herkes için aynı şekilde geçerli ve doğrulama yapılabilir bir olgudur.

**Öznel** bir bakış açısı ise kişisel algılar, duygular, inançlar ve deneyimlere dayanır. Öznel gerçeklik, her bireyin kendine özgü bir şekilde deneyimlediği dünyadır. Bir kişinin sevdiği bir yemek, bir diğerine nahoş gelebilir. Burada herhangi bir evrensel doğrulama yoktur; her şey bireysel bir deneyime dayanır. Örneğin, "Bu yemek çok lezzetli" demek, sadece kişinin kendi algısına ve beğenisine dayanır.

**Nesnel ve Öznel Arasındaki Farklar**

Nesnel ve öznel kavramlarının arasındaki farkları daha iyi anlayabilmek için birkaç örnek üzerinden inceleme yapabiliriz.

1. **Gerçeklik ve Algı**

Nesnel gerçeklik, tüm bireyler tarafından benzer bir şekilde algılanan ve doğrulanabilen olgulardır. Örneğin, "Dünya yuvarlaktır" gibi bir ifade, bilimsel verilerle desteklenmiş bir nesnellik taşır. Ancak, "Dünya düz" diyen bir kişi, öznel bir inançla hareket etmektedir. Bu, gözlemlerle ya da bilimsel metotlarla doğrulanamaz.

2. **Doğrulama ve İnanç**

Nesnel bir gözlem, doğrulama gerektirir. Bir kişi, "Bu kitap ağır" dediğinde, bu bir öznel yargıdır. Çünkü, bir başka kişi için kitap farklı bir ağırlıkta algılanabilir. Ancak, "Bu kitap 500 gram" ifadesi, objektif ve nesneldir; çünkü kilo sayısal olarak ölçülebilir.

**Öznel Yargılar ve Nesnel Yargılar Arasındaki Çelişkiler**

Çoğu zaman, öznel ve nesnel arasındaki farklar birbirine karışabilir. Bu çelişkiler özellikle sosyal ilişkilerde, sanatta, kültürel eleştirilerde veya kişisel tercihlerde sıkça karşılaşılan bir durumdur. Özellikle felsefi tartışmalarda bu iki kavram arasındaki dengeyi anlamak, konunun daha derinlemesine incelenmesini gerektirir.

**Öznel Yargılar**

Öznel yargılar, kişisel düşüncelere, duygulara ve algılara dayanır. Örneğin, "Güzel bir gün" ifadesi öznel bir değerlendirmedir. Çünkü bir kişi güneşli havaları severken, bir başkası yağmurlu havaları tercih edebilir. Bu, kişisel tercihlerle ilgili bir değerlendirmedir ve herkes için geçerli değildir.

**Nesnel Yargılar**

Nesnel yargılar ise herkes için geçerli olan gözlemlerden türetilir. Örneğin, "Hava sıcaklığı 30 derece" ifadesi nesneldir, çünkü bu, ölçülebilir bir gerçektir. Herkes, hava durumunu aynı şekilde gözlemleyebilir ve doğrulayabilir.

**Nesnel ve Öznel Yargıların Karşılıklı Etkileri**

Her ne kadar nesnel ve öznel yargılar birbirinden farklı olsa da, çoğu zaman birbirini etkileyebilir. Özellikle toplumsal normlar, kültürel kodlar ve eğitim süreçleri, bireylerin öznel düşüncelerini şekillendirir ve bunlar zamanla nesnel gerçeklik olarak kabul edilebilir. Ayrıca, nesnel bir gözlem, farklı kişiler tarafından öznel olarak farklı şekilde algılanabilir.

Örneğin, bir sanat eseri hakkında yapılan bir eleştiri, genellikle hem nesnel hem de öznel öğeler içerir. Bir sanat eleştirmeni, resmin teknik özelliklerini nesnel bir şekilde değerlendirirken, aynı zamanda kişisel beğenisini ve duygusal tepkilerini de ifade eder. Buradaki nesnellik, kullanılan tekniklerin doğruluğu ya da yanlışlığıyla ilgilidir. Öznel öğeler ise eleştirmenin sanat eserine olan kişisel ilgisi veya estetik beğenisidir.

**Öznel mi Nesnel mi? Eğilimler ve Günlük Hayat**

Günlük hayatta, insanlar çoğu zaman öznel bakış açılarıyla hareket eder. Ancak toplumda objektif kararlar alınması gerektiğinde, nesnel değerlendirmeler ön plana çıkar. Örneğin, adalet sisteminde, suç ve ceza konusu ele alındığında nesnel veriler (deliller, tanık ifadeleri) kullanılır. Ancak bir kişi, cezanın adil olup olmadığına karar verirken, bu konuda öznel bir yargıya varabilir.

Bir diğer örnek ise tıp alanında gözlemlenir. Tıbbi teşhisler genellikle nesnel verilere dayanır (radyolojik görüntüler, laboratuvar sonuçları vb.), ancak bir hastanın semptomlarına dayalı olarak tedavi süreci, doktorun öznel bir değerlendirmesiyle şekillenir. Çünkü aynı hastalık, farklı hastalar üzerinde farklı belirtiler gösterebilir.

**Sonuç: Nesnel ve Öznel Arasındaki Deneysel Bir Denge**

Nesnel ve öznel arasında yapılan ayrım, bireylerin dünyayı nasıl algıladıklarını, anlamlandırdıklarını ve bu anlamlandırmaların nasıl kararlar ve eylemlerle sonuçlandığını anlamamıza yardımcı olur. Nesnellik, doğruluğun, kesinliğin ve genellenebilirliğin peşinden giderken, öznel yaklaşım bireysel farklılıkları ve çeşitliliği kutlar.

Birçok durumda, öznel ve nesnel değerlendirmelerin birleşimi, daha zengin ve kapsamlı bir anlayışa yol açabilir. Günlük hayatın çoğu alanında, öznel ve nesnel bakış açılarını bir arada kullanmak, daha dengeli ve objektif bir yaklaşım benimsememize yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, nesnel mi öznel mi sorusu, her iki kavramın yaşamımızdaki yerini anlamamıza olanak tanır. Bu soruya verilecek cevap, her bireyin kendine özgü deneyimlerine, algılarına ve gözlemlerine dayalı olarak şekillenir.